“6’lı masayı sol partilerle kur” dedik. O ise etrafındakilere kulak verdi, sağcılarla masaya oturdu. Biz de “vardır bir bildiği” diyerek sabrettik.

“Başörtüsü meselesinde yanlış yapıyorsunuz” dedik, ama yine AKP’den kalan danışmanlarını dinledi. Yine sabrettik.

Akşener masadan kalktı, “Peşine düşme, bırak” dedik. O ise çiçeklerle peşinden gitti. Ankara’da saatlerce aç, susuz bekledik. Ellerim dondu, partinin aracına geçtim. İçeride ak sakallı muhafazakar tipli amcalar vardı, olanlara anlamsızca gülüyorlardı. Sabrettik, “Büyüklerimizin vardır bir bildiği” dedik.

“Neyse,” dedik. “Belki çiçekte bir keramet vardır,” dedik. Kızın gönlünü aldık, “Bu iş tamam” dedik. Tuzlu kahvemizi içtik, seçimi kazanacağımızı düşündük.

Seçime yaklaşırken, feci hasta halimle TV programına çıktım. Mantığım umut vermese de cilalı laflar ettim.

“Dark web diye bir şey var, videolar hazırlayacaklar, gardınızı alın” dedik. “Seçimde köylere gidin, ağırlık verin, bir oy bir oydur” dedik. Yine olmadı. Seçimi baştan sona kötü bir organizasyonla kaybettik. Üzüldük, ama bu ülkede umudun sadece bir isimden ibaret olduğunu unutmuştuk.

Yıllar önce il başkanlığı yapmış birini yeniden aday yaptılar. “Partide onca zeki, vizyoner genç var, onlara fırsat verin” dedik, ama yine dinlemediler.

Neyse ki, bir gün Özgür Çelik ismini gördük. Değişimciler kazandı, yerel seçimler yaklaştı. Bu defa “Bu değişimciler kazanamaz, daha kötü olur” dediler ve böyle bir beklentiye girdiler. Ama tahminleri tutmadı; değişim partiye güç kattı, anketlerde birinci sıraya çıktık. Bu sefer de beklemedikleri bir başarının ardından “Bizim sayemizde” dediler.

Kulis Fısıltıları 

Kurultayda “Aday olmayacağım” dedi, ama yine etrafındakileri dinledi ve aday oldu. “Siyaseti bırakacağım” dedi, ama geçtiğimiz gün TV programında  “Delegeler isterse aday olurum” dedi.

Değerli büyüklerim ve akranlarım, siyaset ayrıdır, politika ayrıdır. Rica ediyorum, siyasetin bir kültür olduğunu unutmayın! 

Ortalığı karıştırmayı, arka planda sinsice işler çevirmeyi, ekipler kurmayı, ofisler tutmayı bırakın. Parti başarılıyken, anketlerde birinciyken, iyi durumdayken bu yapılanın adı ihanettir.

Yüzyıllık partiyi yenilgilerle kronik hale getiren anlayışı değiştiren yeni oluşumun başarısını kabul edin. Aynı hataları tekrarlamaktan vazgeçin. 

Partide çok zeki, vizyoner genç arkadaşlarımız var. Geçmişinizde yaptıklarınız için teşekkürler, ama artık geleceğe bakma vakti geldi. Oturun yerinize sadece alkışlayın.

Nil Yurda

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here